Abiotrophia defectiva as a Rare Causative Agent of Periprosthetic Total Knee Arthroplasty Infections: A Case Report and Literature Review
Özet
Bu yazıda, total diz artroplastisi sonrası gelişen protez diz enfeksiyonunda Abiotrophia defectiva olgusunu ilk kez sunuyoruz. Altmış dokuz yaşındaki kadın hasta, protez diz enfeksiyonu ön tanısıyla değerlendirildi ve iki aşamalı revizyon artroplastisi uygulandı. Sinovyal sıvı aspirasyonlarından elde edilen örneklerdeki etken, matriks destekli lazer desorpsiyon iyonizasyonu-time of flight kütle spektrometrisi (MALDI-TOF MS) yöntemiyle A. defectiva olarak tanımlandı. Tedavide Penisilin G ve Gentamisin uygulandı. Cerrahi sonrası birinci yılda yapılan sintigrafi, enfeksiyonun tekrarlamadığını gösterdi. A. defectiva, kültür negatif olarak değerlendirilen diz veya kalça artroplastili hastalarda gözden kaçabilir. Özellikle son dönemde dental işlemlerden geçmiş hastalar bu açıdan dikkatle değerlendirilmelidir.
Giriş
Abiotrophia defectiva, nadir görülen ancak özellikle protez eklem enfeksiyonlarında önemli olabilecek bir etkendir. Konvansiyonel kültür yöntemlerinde üremesi güç olduğundan enfeksiyon tanısı gecikebilir veya gözden kaçabilir. Son yıllarda MALDI-TOF MS gibi gelişmiş tanı yöntemlerinin kullanılmasıyla bu tür zorlu mikroorganizmalar daha doğru bir şekilde tanımlanabilmektedir. Bu olgu sunumunda, total diz artroplastisi geçirmiş bir hastada protez eklem enfeksiyonundan izole edilen A. defectiva etkenini ve tedavi sürecini paylaşarak, bu organizmanın tanı ve tedavi yaklaşımlarını tartışmayı amaçladık.
Olgu Sunumu
- Hasta Bilgileri: 69 yaşında kadın hasta, daha önce bilateral diz osteoartriti tanısıyla takip edilmekteydi. Sağ dizine 2 yıl önce total diz artroplastisi uygulanmıştı.
- Başvuru Nedeni ve Bulgular: Hastada son 2 aydır artan diz ağrısı, şişlik, ısı artışı ve zaman zaman istirahat ağrısı gözlendi. Laboratuvar incelemelerinde eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve C-reaktif protein (CRP) seviyeleri belirgin şekilde yüksekti. Radyolojik görüntülemede protez çevresinde radyolusent alanlar izlenmekle birlikte, kesin tanı için sinovyal sıvı aspirasyonu yapıldı.
- Mikrobiyolojik İnceleme: Sinovyal sıvı örneği rutin kültür yöntemlerinde başlangıçta üreme göstermedi. Ardından örnekler, ileri tanı yöntemi olarak MALDI-TOF MS ile analiz edildi ve A. defectiva saptandı.
- Tedavi ve Klinik Seyir: Hastaya iki aşamalı revizyon cerrahisi planlandı. İlk aşamada protez çıkarılarak antibiyotikli spacer yerleştirildi. Mikrobiyolojik tanı kesinleşince, Penisilin G ve Gentamisin kombinasyonu ile yaklaşık 6 hafta süren intravenöz tedavi verildi. Takiben ikinci aşamada yeni protez implante edildi. Hastanın birinci yıl kontrolünde yapılan sintigrafide enfeksiyonun nüksetmediği doğrulandı.
Tartışma
A. defectiva, nadir olarak protez eklem enfeksiyonlarına neden olabilen, kültürü zor bir Gram-pozitif bakteri türüdür. Özellikle dental prosedürler sonrası bakteriyemi gelişmesi ve eklem protezli hastalarda yerleşerek enfeksiyona yol açması olasıdır. Bu olgu, kültür negatif olarak değerlendirilen vakalarda dahi ileri mikrobiyolojik yöntemlerle etkenin tespit edilebileceğini ve uygun antibiyoterapi ile başarılı sonuçlar elde edilebileceğini göstermektedir.
Sonuç
Protez eklem cerrahisi sonrasında gözlenen dirençli veya kültür negatif enfeksiyonlarda A. defectiva etkeni akılda tutulmalıdır. Özellikle yakın zamanda dental girişim öyküsü olan hastalarda, ileri mikrobiyolojik tanı yöntemlerine başvurmak ve uygun antibiyotik tedavi planlaması yapmak, protez ömrü ve hasta konforu açısından büyük önem taşımaktadır.